Vergi, devlet veya kamu kuruluşlarının kamu harcamaları için gerçek ve tüzel kişilerden yasal olarak topladıkları parasal tutarlardır. Ekonomilerin yapı taşları olan vergiler devletin en önemli gelir kaynağıdır ve kamu gelirlerinin büyük bir kısmını karşılar.
Vergi kavramı ilk olarak insanların tarım faaliyetlerine başlayıp yerleşik hayata geçmeleriyle birlikte, tapınaklar etrafında yapılan dini ritüeller sırasında tanrılara hediyeler sunmasıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Tapınak liderlerinin zamanla iktidara gelip tanrı adına halkın ürünlerini toplaması ve halktan haraç alması ilk vergileri meydana getirmiştir. Güçlenen kralların koydukları yasalarla birlikte vergileri de kurumsallaştırması günümüz vergi sisteminin temellerini oluşturmuştur. Dolayısıyla insanlar siyasi topluluklar halinde yaşamaya başladıkça, hizmetlerin karşılanması için vergi verme yükümlülüğü altına girmişlerdir.
İlkçağda devletler genellikle savaş durumlarında halktan vergi alıyorlardı yani bu dönemde alınan vergiler düzensizdi. Mutlakiyetçi yönetimlerde devletin giderleri, yöneticinin mülküyle karşılanıyordu çünkü halka sunulan hizmet yok denecek kadar azdı. Kamusal giderler arttıkça ve halka verilen hizmet arttıkça yönetimler bunu karşılayamayacak hale gelerek halktan vergi almaya başlamıştır. Örneğin, ilkçağda mısır ve babil gibi mutlakiyetçi yönetimlerde devlet giderleri saray giderlerinden ibaretti. Bu giderler yöneticilerin mülküyle karşılanabiliyordu. Fakat zamanla artan savaş giderleri, piramit-tapınak yapımı gibi kamusal giderler için yeni gelirler elde etmek amacıyla halktan vergi alınmaya başlandı. Bir başka örnek olarak; Eski Yunan ve Roma’da da vergiler benzer şekilde alınıyor, aynı zamanda mülk gelirleri, tekeller, savaş ganimetleri ve yönetimlerin kendilerine bağlı milletlerden aldıkları harçlar da vergi olarak sayılıyordu.
Ortaçağ’da vergiler daha çok şehirlilerden alınmıştır ve alınan bu vergiler kralın memurları tarafından değil, halk/şehir temsilcileri tarafından toplanan vergiler olmuştur. Ortaçağın başlarında kralın mülkü devlet bütçesi olarak görülmektedir fakat bu çağın sonlarına doğru devlet bütçesinden ayrı olarak görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla modern vergilendirme sistemi ortaçağın sonlarında oluşmaya başlamıştır.
Yeniçağ’da ekonomik sistem para ekonomisine dayandığı için Ortaçağ’daki ekonomik sistemden oldukça farklıdır. Fransız ihtilali ve Napolyon’un genişleme politikasıyla Avrupalı devletlerin mali yapısı büyük oranda değişikliğe uğramıştır. Bu değişiklikler neticesinde şekillenen yeni vergi sistemi; devletin sadece kamu giderlerini karşılamaya değil, devletlerin ekonomik ve sosyal hayata müdahale edebilir hale gelmesine de sebep olmuştur.
Görüldüğü üzere tarihsel süreçte vergi, zorunlu bir kamu yükümlülüğü haline gelerek insanlık tarihi boyunca yönetimler veya devletler tarafından farklı isimler altında halktan alınmıştır.